Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

%8.5 Freamine Iii
{500 ml Solüsyon Vacoliter Şişe}

Kan ve Kan Yapıcı Organlar » Kan ve Perfüzyon Solüsyonları » Damar İçine Enjekte Edilenler » Beslenme Serumu

Formülü:

% 8.5 FreAmine III (Enjektabl Amino Asit) Solüsyonu, kristalize amino asitler içeren steril, pironjensiz, hipertonik bir çözeltidir.
500 ml'lik bir şişe % 8.5 FreAmine III Solüsyon organizmaya verildiğinde, toplam 41 g proteine eşdeğer miktarda aminoasitleri ve 6.5 g azotu sağlar.
Solüsyonda bulunan, esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler şunlardır:
Her 100 ml'lik solüsyonda:
Esansiyel Amino Asitler
L-İzolösin, USP 0.59 g
L-Lösin, USP 0.77 g
L-Lizin, USP 0.62 g
(L-Lizin Asetat, USP 0.87 g olarak katılmıştır.)
L-Metiyonin, USP 0.45 g
L-Fenilalanin, USP 0.48 g
L-Treonin, USP 0.34 g
L-Triptofan, USP 0.13 g
L-Valin, USP 0.56 g
Esansiyel Olmayan Amino Asitler
L-Alanin, USP 0.60 g
L-Arginin, USP 0.81 g
L-Histidin, USP 0.24 g
L-Prolin, USP 0.95 g
L-Serin, USP 0.50 g
Glisin, USP (Amino Asetik Asit, USP) 1.19 g
L-Sistein HCI.H2O, USP < 0.02 g
Fosforik Asit NF 0.115 g
Sodyum Bisülfit (antioksidan olarak) < 0.1 g
Enjeksiyonluk su q.s.
pH glasiyal asetik asitle ayarlanmıştır.
Solüsyon pH'ı : Yaklaşık 6.5
Osmolarite : Yaklaşık 810 mOsm/litre
Elektrolit Yoğunlukları (mEq/litre)
Sodyum 10; Fosfat 20 (10 mmol P/Litre); Asetat: Yaklaşık 72 (Asetik Asit ve Lizin asetattan): Klorür < 3

Farmakolojik özellikleri:

Endikasyonları:

% 8.5 FreAmine III Solüsyonu, yetişkinlerde ve küçük çocuklarda,
1- Oral yoldan ya da gastrostomi ve jejunostomi bölgelerinden sindirim sisteminin kullanılamadığı ya da bu yoldan yeterli protein alımının yapılamadığı durumlarda,
2- Mide-barsak sisteminden protein absorbsiyonunun bozulduğu durumlarda,
3- Yaygın yanıklarda olduğu gibi, vücut protein ihtiyacının arttığı durumlarda azot kaybını karşılamak ve negatif azot dengesini tedavi etmek amacıyla kullanılır.
FreAmine'nin dozu, uygulama yolu ve protein kökenli olmayan kalorilerin birlikte verilme gereği, hastanın besinsel ve metabolik durumuna, parenteral beslenme gereksinmesinin süresine ve ven toleransına bağlıdır.
Ek bilgiler, kullanılış şekli bölümünde verilmiştir.
Santral Venlerle Beslenme
Protein sentezini kolaylaştırmak için, amino asit solüsyonlarının hipertonik dekstrozla birlikte verilmesi gereken ileri derecede katabolik, ağır kayıplara uğramış çocuklarda ya da uzun süreli parenteral beslenme gereksinimi olanlarda, santral ven infüzyonu düşünülmelidir.
Periferik Venlerle Beslenme
Santral ven uygulanımının gerekmediği orta derecede katabolizmada bulunan, fazla kayba uğramamış hastalarda, dilüe edilmiş amino asit solüsyonları, % 5-10 dekstroz ile karıştırılarak periferik venlerden uygulanabilir. İstenirse bu tedaviye yağ emülsiyonları da katılabilir.
Vücut Proteinlerinin Korunması
Ameliyat sonrası hastaları gibi, beslenme durumu normal olup da orta derecede katabolizmaya girmiş ve kısa bir süre için parenteral beslenmeye gereksinim gösteren hastalarda, amino asit solüsyonlarıyla (dekstrozla birlikte ya da tek başlarına) periferik yoldan uygulanımı ile vücut proteinlerinin korunması sağlanabilir.

Kontrendikasyonları:

Tedavi edilmemiş anüri hastalarında, karaciğer komasında bulunan hastalarda doğuştan amino asit metabolizması bozukluklarında ve solüsyondaki amino asitlerden birine aşırı duyarlı olanlarda kullanılmamalıdır.

Uyarılar/Önlemler:

Parenteral beslenmeyi etkili ve güvenilir bir biçimde kullanabilmek için, beslenme konusunda olduğu kadar, tedavi sırasında gelişebilecek komplikasyonları tanıma ve tedavi etme konularında da yeterli bilgi ve deneyim gerekmektedir. Tedavinin izlenmesi sırasında sık laboratuvar tetkikleri ve klinik değerlendirilmeler yapılmalıdır. Laboratuvar tetkiklerinde, kan şeker düzeyi, serum proteinleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, elektrolit düzeyleri, hemogram, karbondioksit düzeyi, serum ozmolaritesi, kan kültürleri ve kandaki amonyak düzeyi yer almalıdır.
Damar yolu ile uygulanan solüsyon tedavileri sırasında, hastada sıvı veya elektrolit yüklenmesi, buna bağlı olarak da, serum elektrolit yoğunluklarında dilüsyon,aşırı sıvı alımı, akciğerde konjesyon ya da ödem gelişebilir. Dilüsyon riski, solüsyonların elektrolit içeriği ile ters orantılıdır. Periferik ve pulmoner ödemle birlikte konjesyon durumlarına yol açan solüt yüklenmesi ise, solüsyonların elektrolit içeriği ile doğru orantılıdır.
Böbrek fonksiyon bozukluğu ya da mide-barsak kanaması durumlarında amino asit uygulanımı, yükselmiş olan kan üre azotunu daha da yükseltir. Herhangi bir nedene bağlı azotemisi olan hastalarda, total azot alımı gözönünde bulundurulmadan amino asit infüzyonu yapılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda amino asit solüsyonlarının verilmesi, plazmada amino asit dengesizliğine, hiperamonyemiye, pre-renal azotemiye, stupor ve komaya yol açabilir.
Hiperamonyemi süt çocuklarında özel bir klinik anlam taşımaktadır. Kesin ilişkisi her vakada kanıtlanmamış olmakla birlikte bunun genetik, metabolik defektlerle birlikte bulunduğu sendromlarda mental retardasyona yol açtığı iddia edilmektedir. Bu reaksiyonun daha çok doza bağımlı olduğu ve genellikle uzamış tedaviler sonucu geliştiği düşünülmektedir. Bu nedenle süt çocuklarında kandaki amonyak düzeyinin sık ölçülmesi önemlidir. Bu reaksiyonun mekanizmaları kesin olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte genetik defektler ya da olgunlaşmamış veya subklinik düzeyde kalmış karaciğer fonksiyonlarıyla ilişkili olabilir. Uygulanacak amino asitler, hastanın beslenme durumuna uygun konservatif dozlarda olmalıdır. Hiperamonyemi belirtileri geliştiğinde, amino asitler kesilmeli ve hastanın klinik durumu yeniden değerlendirilmelidir. Birbiriyle geçimsiz olan elektrolitlerin aynı solüsyon içinde bulunmamasına dikkat edilmelidir. İyice karıştırıldıkları takdirde, infüzyon sıvısında 10-15 mEq/litre fosfat, 5 mEq/litre kalsiyum ve 5-10 mEq/litre magnezyum düzeyleri, genellikle birbirleriyle geçimlidir. Daha yüksek düzeylerde dikkatli olmalı ve solüsyon çökelek açısından gözlenmelidir. İlave kalsiyum ve fosfat, ayrı ayrı şişelere katılabilir. Elektrolit katma sırasında, hastaya uygulanımdan önce ve uygulanım sırasında solüsyonun berrak olmasına dikkat edilmelidir.
Uzun süreli parenteral beslenmelerde ya da hastanın genel durumunun gerektirdiği durumlarda, sıvı dengesi elektrolit yoğunluğu ve asit-baz dengesindeki değişiklikleri saptamak için belirli aralıklarla klinik değerlendirmeler ve laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Normal değerlerden aşırı sapmalar ek elektrolit süplemanlarının kullanılması gerektirir.
İleri derecede hipertonik solüsyonlar, santral bir vene ve tercihan üst vena cava'ya yerleştirilmiş intravenöz bir kateterle verilmelidir.
Özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda dolaşımın aşırı yüklenmemesine dikkat edilmelidir.
Miyokard enfarktüslü hastalarda, daima amino asit solüsyonlarıyla birlikte dekstroz verilmelidir. Anoksik durumlarda, miyokart dokusu serbest yağ asitlerini ütilize edemediğinden, enerji gereksinimini anaerobik olarak, glukojen ya da glukozdan sağlar.
Diyabetik ya da pre-diyabetik hastalara hipertonik dekstroz verilirken özel dikkat gerekir.
Bu hastalarda ağır hiperglisemiyi önlemek amacıyla insülin uygulanmalıdır.
Hastanın ütilize edebileceğinden daha hızlı glukoz verilmesi hiperglisemi, koma ve ölüme yol açabilir.
Karbonhidratsız amino asit uygulanımı kanda keton cisimlerinin artışına yol açabilir. Karbonhidrat verilerek ketoneminin düzeltilmesi mümkündür.
% 8.5 FreAmine III Solüsyonu, periferik venden uygulanımı için uygun oranda dilüe edilmelidir.
Damar iğnesinin ucu, ven lümenine uygun bir şekilde yerleştirilmiş olmalıdır. İğnenin girdiği damar enfiltrasyon yönünden sık kontrol edilmeli venöz tromboz ya da flebit gelişimi görülürse uygun lokal tedavi yapılmalı ve damar değiştirilmelidir.
Uzun süreli nazogastrik aspirasyon, kusma, diyare ve gastro-intestinal fistül drenajı sonucu gelişebilecek aşırı elektrolit kayıpları ek elektrolitlerle karşılanmalıdır.
Metabolik asidozun önlenmesi ve tedavisinde elektrolit katkı solüsyonlarındaki bir bölüm katyonların asetat tuzu şeklinde bulunmasına dikkat edilmeli, hiperkloremik asidozun önlenmesi için de infüzyon solüsyonundaki toplam klor miktarını en alt düzeyde tutmalıdır.
% 8.5 FreAmine III Solüsyonunda litrede 3 miliekivalandan az klorür vardır.
Solüsyonun litresinde 10 mmol fosfor vardır. Özellikle hipofosfatemili hastalar ek fosfata gereksinim gösterirler. Hipokalsemiyi önlemek için fosfatla birlikte kalsiyum da verilmelidir. Uygulanan miktarların yeterliliğini saptamak için belirli aralıklarla serum elektrolitlerine bakılmalıdır.
Solüsyona karıştırılan ilave maddelerin bulunmasına bağlı bir geçimsizliğin anlaşılabilmesi için solüsyon bulanıklık ve çökeltiler açısından kontrol edilmelidir.
Yalnızca berrak olan çatlakları bulunmayan ve vakumu bozulmamış solüsyonlar kullanılmalıdır.
Gebelikte Kullanım
% 8.5 FreAmine III Solüsyonu, gebe kadınlarda kullanılmamıştır.Bu nedenle bu hastalardaki güvenirlik sınırı bilinmemektedir.
Santral Ven Uygulanımında Dikkat Edilecek Hususlar
Santral venöz kateter uygulanımı, tekniğini ve kompikasyonlarını bilen kişiler tarafından yapılmalıdır.
Bu tedavi yönteminin komplikasyonları, prospektüs bilgileri kapsamının dışında olmakla birlikte, aşağıda güncel tıp litaratürlerinden derlenmiş bir özet sunulmaktadır.
Teknik: Santral venöz bir kateterin yerleştirilmesi cerrahi bir işlemdir. Santral vene çeşitli kateter yerleştirme teknikleri ve komplikasyonları bilinmelidir. Kateter yerleştirme tekniklerinin ayrıntıları tıbbi literatürde bulunmaktadır. Kateterin yeri, en iyi şekilde radyolojik kontrol ile saptanır. Santral ven kateterlerinin yerleştirilmesi tekniği ile ilgili komplikasyonlar arasında pnömotoraks, hemotoraks, hidrotoraks, arter ponksiyonu ve yırtılması, brakiyal pleksus zedelenmesi, kateterin yanlış yerleştirilmesi, arteriyo-venöz fistül, flebit, tromboz, hava ve kateter embolisi bildirilmiştir.
Septik: Santral venöz beslenme tedavisi sırasında sepsis riski vardır. Kontamine
solüsyonlar ve infüzyon kateterleri enfeksiyon kaynağı olabildiklerinden, solüsyonların hazırlanması, kateterlerin yerleştirilmesi ve bakımı aseptik koşullar altında yapılmalıdır.
Parenteral beslenme solüsyonları hazırlandıktan sonra en kısa sürede uygulanmalıdır. Bekletmek gerekiyorsa, sadece çok kısa bir süre için buzdolabında olmalıdır. Tek bir şişe ve set 24 saatten daha uzun bir süre takılı kalmamalıdır.
Santral venöz beslenme sırasında gelişebilen sepsis tedavisi için tıbbi literatür gözden geçirilmelidir. Tedavide özet olarak, uygulanan solüsyon ve setin yenileriyle değiştirilmesi, eski solüsyon ve setten bakteriyolojik kültür yapılması önerilir. Sepsis devam eder ve başka bir enfeksiyon kaynağı saptanamazsa, venöz kateter çıkarılmalı, ucundan kültür yapılmalı, ateş düştükten sonra yenisi yerleştirilmelidir. Spesifik olmayan, profilaktik antibiyotik tedavisi öğütlenmektedir. Klinik deneyimlere göre, genellikle enfeksiyonunun primer kaynağı olarak kateterler bulunmaktadır.
Metabolik: Literatürde bildirilen metabolik komplikasyonlar şunlardır;
Metabolik asidoz, hipofosfatemi, alkaloz, hiperglisemi ve glukozüri, ozmotik diürez ve dehidratasyon yükselmiş karaciğer enzimleri, hipo ve hipervitaminoz, elektrolit dengesizlikleri ve çocuklarda hiperamonyemi.
Bu komplikasyonları önlemek ya da en alt düzeye indirgeyebilmek için venöz beslenmenin özellikle ilk günlerinde sık klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.
KULLANIM ÖNCESİNE KADAR IŞIKTAN KORUYUNUZ.
Kullanım sırasında solüsyonun renginde meydana gelebilecek mavileşme aktivite kaybını göstermezse de kullanım sırasında da solüsyon ışıktan korunmalıdır.

Yan etkiler/Advers etkiler:

Solüsyon ya da uygulama tekniğine bağlı yan etkiler şunlardır:
Ateş yükselmesi, enjeksiyon yerinde enfeksiyon, enjeksiyon bölgesinden genişleyen venöz tromboz ve flebit, solüsyonun damar dışına sızması, hipervolemi ve allerjik reaksiyonlar.
Periferik venlerden amino asit uygulanımı sırasında görülen lokal reaksiyonlar şunlardır:
Özellikle başka ilaçların da aynı venden verildiği durumlarda sıcaklık hissi, eritem, flebit, tromboz.
Periferik infüzyon sırasında elektrolit süplemantasyonu yapmak gerekiyorsa venöz tahrişi önlemek için ek elektrolit gereksinimlerini tüm güne eşit olarak dağıtılmalıdır. Ek ilaçlar başka bir damardan verilmelidir. Solüsyonlarda bulunan iyonlardan birinin fazlalığı veya eksikliğinde çeşitli belirtiler olabilir. Bu nedenle kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir.
Fosfor eksikliği doku oksijenasyonunun bozulmasına ve hemolotik anemiye yol açabilir. Kalsiyuma göre fazla fosfor verilmesi, hipokalsemiye bağlı olarak tetani, kramp ve adale eksitabilitesinin artışına yol açar.
Yan etki geliştiğinde infüzyon hemen kesilmeli, hasta yeniden değerlendirilmeli, uygun tedavi önlemleri alınmalı ve gerekli görüldüğünde incelenebilmesi için artan sıvı saklanmalıdır.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İlaç etkileşimleri:

Mide asiditesini azaltan ilaçlar Sefaktil'in biyoyararlanımını azaltabilir ve yemek sonrası
absorbsiyonda görülen artışı ortadan kaldırabilir. Sefuroksim ile tedavi edilen bazı hastalarda Coombs Testi pozitif bulunmuştur. Idrarda glukoz tayini için bakırın indirgenmesine dayanan testler kullanıldığında (Benedict, Fehling Solüsyonu, Clinitest) Sefuroksim aksetil bu testleri bozabilmekte ve yalancı pozitif sonuçlar alınmasına yol açabilmektedir. Sefuroksim aksetil, kan
şekeri tayininde kullanılan Ferri siyanid testinden de yalancı negatif sonuçlar alınmasına neden olabilmektedir. Antibiyotik, enzimatik esasa dayanan testleri etkilememektedir.

Kullanım şekli ve dozu:

% 8.5 FreAmine III Solüsyonun günlük toplam dozu, hastanın günlük protein gereksinimine ve tedaviye verdiği metabolik ve klinik cevaba göre düzenlenir. Azot dengesinin ve günlük vücut
tartısının tayini, bireysel protein gereksiniminin saptanmasında en iyi yöntemdir.
Normal bir beslenme sırasında, sağlıklı bir yetişkinde, günde kilo başına 0.9 gram büyümekte olan süt çocuklarında ve küçük çocuklarda ise günde kilo başına 1.4-2.2 gram protein alımı önerilmektedir.
Travma ve ağır beslenme bozukluğu durumlarında protein ve kalori gereksinimi ileri derecede artar. Vücudun protein gereksinmesini karşılamak ve pozitif bir azot dengesi sağlamak için, yeterli kalori ile birlikte yetişkinlere günde kilo başına yaklaşık 1-1.5 gram çocuklara ise günde kilo başına 2-3 gram amino asit verilmelidir. Ağır katabolik durumlarda daha yüksek dozlar gerekebilir. Özellikle süt çocuklarında yüksek dozların uygulandığı durumlarda sık laboratuvar kontrolleri yapılmalıdır.
Genel beslenme durumu normal olan hastalarda, vücut proteinlerinin korunması amacıyla günde kilo başına 1-1.7 gram amino asit uygulanır. Uygulamadan sonraki 48 saat içinde BUN miktarı % 20 mg'ı aşarsa amino asit infüzyonuna son verilmeli ya da hızı azaltılmalıdır.
Amino asitlerin optimal düzeyde ütilize edilebilmesi için, özellikle potasyum, magnezyum ve fosfat gibi intrasellüler elektrolitlerin yeterli miktarlarda sağlanması gerekir. Tedaviye ortalama günde 60-180 mEq potasyum, 10-30 mEq magnezyum ve 20-80 mEq fosfat optimal bir metabolik cevap sağlar. Bunun yanı sıra, belllibaşlı ekstrasellüler elektrolitlerden sodyum, kalsiyum ve klorür verilmelidir. Hiperkloremik asidoz ile diğer metabolik asidozlarda, bikarbonat prekürsörü olarak, sodyum ve potasyumun asetat tuzları kullanılmalıdır. Hastanın günlük elektrolit alımı hesaplanırken, % 8.5 FreAmine III Solüsyonunun elektrolit içeriği dikkate alınmalıdır. Magnezyum ve fosfor dahil, serum elektrolitleri sık sık kontrol edilmelidir.
Santral Venlerle Beslenme
İleri derecede katabolik, ağır kayıplara uğramış hastalarda ve uzun süreli total parenteral beslenme gereksinimi olanlarda, santral ven infüzyonu düşünülmelidir. Bu tür hastalarda, pozitif bir azot bilançosu sağlayabilmek için, hastalara uygulanan beslenme programındaki kalori/azot oranı, her 1 gram azota karşılık, 100-150 protein kökenli olmayan kalori şeklinde olmalıdır. Gerektiğinde yağ emülsiyonlarıyla da desteklenen yoğun dekstroz solüsyonlarıyla bu oranlar kolaylıkla elde edilebilir.
Total parenteral beslenmeye, düşük yoğunluklarda dekstroz içeren karışımlarla başlanır, hastanın glukoz toleransı yükseldikçe, hesaplanan kalori gereksinimine ulaşacak şekilde, infüzyon sıvısının dekstroz içeriği artırılır. Yetişkinkin hastalarda, amino asitlerle dekstrozun hipertonik karışımları, ucu vena cava superior'de bulunan bir santral ven kateteri aracılığıyla güvenilir bir biçimde, devamlı infüzyon şeklinde verilebilir.
Optimal azot ütilizasyonu için konsantre dekstroz, elektrolitler ve vitaminlerle karıştırılmış 500 ml % 8.5 FreAmine III Solüsyonu hastaya 8 saatte uygulanır. Uygulanan doz, günlük planlanan miktarın gerisinde kaldığında buna yetişmeye çalışılmamalıdır. Hastanın günlük protein gereksinimini karşılamaya yönelik olan uygulama hızı, özellikle ilk günlerde, hastanın glukoz toleransına göre düzenlenmek durumundadır. Kan ve idrarda yapılan glukoz tayinlerinin sonuçlarına göre, günlük amino asit ve dekstroz alımı yavaş bir şekilde, gerekli olan maksimum düzeye yükseltilir.
Periferik Venlerle Beslenme
Orta derecede katabolizmada bulunan, fazla kayba uğramamış, santral ven uygulanımının gerekmediği hastalarda, % 8.5 FreAmine III Solüsyonu, % 5 dekstroz solüsyonlarıyla karıştıralarak periferik venlerden uygulanabilir.
Örneğin, % 2.5 Dekstroz içinde % 4.25 FreAmine III Solüsyonu hazırlayabilmek için, 500 ml % 5 Dekstroz içeren 1 litrelik bir şişeye, 500 ml % 8.5 FreAmine III Solüsyonu katılır. Böylece elde edilen solüsyonun osmolaritesi 530 mOsm/litre'dir ve her litresi 41 gram protein eşdeğeri ile 85 kalori sağlar. Yağların 1 gramı 9 kcal verir. Hastanın kalori alımını desteklemek için Y-tipi bir uygulama seti kullanılarak, amino asit-dekstroz solüsyonu ile birlikte parenteral yağ emülsiyonları verilebilir.
Vücut Proteinlerinin Korunması
Genel beslenme durumu normal olan hafif katabolik hastalarda vücut proteinlerinin korunması için parenteral yoldan kısa süreli beslenme desteği sağlamak amacıyla, periferik venlerden % 8.5 FreAmine III Solüsyonu verilebilir.
Periferik ven uygulanımı için % 8.5 FreAmine III Solüsyonu, Steril enjeksiyonluk su ya da % 5 Dekstroz Solüsyonu ile seyreltilerek izotonik ya da hafifçe hipertonik infüzyon çözeltileri elde edilir. Örneğin 500 ml % 8.5 FreAmine III Solüsyonu, aseptik koşullarda, içinde 500 ml Steril enjeksiyonluk su ya da % 5 Dekstroz bulunan 1 litrelik bir parenteral sıvı şişesine nakledildiğinde % 4.25 oranında FreAmine III içeren bir infüzyon sıvısı elde edilir. Bu sıvıda 41 gram amino asit vardır ve osmolaritesi 405 mOsm/litre'dir. Yine 350 ml % 8.5 FreAmine III Solüsyonu, aseptik koşullarda, içinde 650 ml Steril Enjeksiyonluk su ya da % 5 dekstroz solüsyonu bulunan, 1 litrelik bir parenteral sıvı şişesine nakledildiğinde, izotonik olan % 3 FreAmine III içeren bir infüzyon sıvısı elde edilir. Bu sıvıda 20 gram amino asit vardır ve osmolaritesi 285 mOsm/litre'dir.
Çocuklarda Dozaj ve Uygulama
Total parenteral beslenme tedavisinde bulunan süt çocuklarına (10 kg'a kadar) kilo başına 2-3 gram protein, 120-150 kalori ve 120-150 ml sıvı verilir. Bu amaç için, % 2 1/8 oranında FreAmine III (% 8.5 FreAmine III'ü sulandırarak elde edilir) ve % 20 dekstroz solüsyonu karış;ımı kullanılır. Daha az hipertonik karışımlar periferik venden uygulanabilir. Esansiyel yağ asitlerini sağlamak ve hastanın aldığı kalori miktarını arttırmak için Y-tipi bir uygulama seti kullanılarak santral - ya da periferik yoldan yukarıdaki infüzyon sıvısıyla birlikte, yağ emülsiyonları verilebilir. Küçük çocuklarda fizyolojik değişimler hızla geliştiğinden, besin maddelerinin günlük dozu başlangıçta çok yavaş arttırılmalı, klinik ve metabolik değişkenler yakından izlenmelidir. (Uyarılar bölümüne bakınız.)
10 kilodan yukarı olan çocuklara daha az kalori ve nispeten daha az protein verilmelidir. Genellikle günde kilo başına 50-80 kalori ve 2 gram protein yeterlidir.
Parenteral yoldan kullanılacak ilaçlar, uygulanmadan önce içlerinde yabancı cisim bulunması ya da renk değişimi açısından incelenmelidir.

DOZ AŞIMI HALİNDE ALINACAK TEDBİRLER
Parenteral sıvı tedavisi sırasında hastada aşırı sıvı ya da solüt yüklenmesi olursa, hastanın durumu yeniden değerlendirilerek uygun tedavi yapılmalıdır.

Atc Kodu:

B05BA

Üretici Firma:

Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Telefon: (212) 329 62 00
Email: [email protected]

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

%8.5 Freamine Iii Benzerleri

Referans fiyatları ilaç güncelleme tarihinde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TITCK) tarafından halka açık olarak yayınlanan Euro bazlı referans fiyat listesinden alınmıştır. Aşağıda yer alan TL bazlı referans fiyatları ise 32702 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararında belirtilen euro değerine göre Depocu, Eczacı kârları ve KDV dahil edilerek hesaplanmıştır. Gerçek ilaç fiyatları referans fiyatlarından farklı olabilir.

İlaç Bilgileri (Güncelleme Tarihi:19.2.2022)

%8.5 Freamine Iii

Yerli, Beşeri bir ilaçtır.
Reçetesiz satılır.
E-Reçete: Pasif
Not: Bu ilaç uzun süredir piyasada bulunmamaktadır.

Etken Maddesi: Esansiyel Amino Asit Solüsyonu


Barkod Numarası:

Burada yer alan bilgiler bilgilendirme mahiyetindedir. Ilacprospektusu.com'da ilaç satışı yapılmaz.

İlaç Fiyatı: 45,23 TL

Bu ilacın fiyatı güncel değildir. Ancak en son fiyat güncelleme tarihinden sonra yaşanan enflasyon, döviz kuru ve KDV farkı otomatik olarak hesaplandığında bu ilacın tahmini güncel fiyatı: 130,33 TL olabilir.

Google Reklamları

Firma Bilgileri

Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Logosu

Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.

Cendere Yolu Pırnal Keçeli Bahçesi Ayazağa - İSTANBUL
Telefon: (212) 329 62 00
Email: [email protected]

Firma profili ve diğer ürünlerin listesini görüntülemek için firma ismine tıklayın

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.