Kan ve Kan Yapıcı Organlar » Kan ve Perfüzyon Solüsyonları » Damar İçine Enjekte Edilenler » Beslenme Serumu
Formülü:
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu, kristalize amino asitler içeren steril, pironjensiz ve hipertonik bir solüsyondur. 500 ml'lik bir şişe solüsyon organizmaya verildiğinde,toplam 47.8 g proteine eşdeğer düzeyde 48.5 g amino asiti ve 7.65 g azotu sağlar.
Her 100 ml'lik solüsyonda:
Esansiyel Amino Asitler
L-İzolösin 0.69 g,
L-Lösin 0.91 g,
Lizin (L-Lizin Asetat, 1.02 g olarak)0.73 g,
L-Metiyonin 0.53 g,
L-Fenilalanin 0.56 g,
L-Treonin 0.40 g,
L-Triptofan 0.15 g,
L-Valin 0.66 g,
Esansiyel Olmayan Amino Asitler
L-Alanin 0.71 g,L-Arginin 0.95 g,L-Histidin 0.28 g,L-Prolin 1.12 g,L-Serin 0.59 g,
Glisin 1.40 g,Sistein (L-Sistein HCI,H2O < 0.024 g olarak)< 0.016 g,Fosforik Asit NF 0.12 g,
Sodyum Bisülfit (antioksidan olarak)< 0.10 g
Enjeksiyonluk su q.s.pH : Yaklaşık 6.5 (Glasiyal Asetik Asit USP ile ayarlanmıştır.)
Osmolarite : Yaklaşık 950 mOsm/litre
Elektrolit Yoğunlukları (mEq/litre)
Sodyum: 10
Fosfat:(HPO4 olarak katılmıştır; 10 mmol P/litre
Asetat:(Glasiyal Asetik Asit ve L-Lizin Asetat: yaklaşık 89
Klorür :< 3 mEq/l
Farmakolojik özellikleri:
Endikasyonları:
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu, yetişkinlerde ve küçük çocuklarda aşağıdaki durumlarda azot kaybını karşılamak ve negatif azot dengesini tedavi etmek amacıyla kullanılır:
1- Oral yoldan ya da gastrostomi ve jejunostomi bölgelerinden sindirim sisteminin kullanılamadığı ya da bu yoldan yeterli protein alımının yapılamadağı durumlar.
2- Mide-barsak sisteminden protein absorbsiyonunun bozulduğu durumlar.
3- Yaygın yanıklarda olduğu gibi, vücut protein gereksiniminin arttığı durumlar.
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu'nun dozu, uygulama yolu ve protein kökenli olmayan kalorilerin birlikte verilme gereği, hastanın besinsel ve metabolik durumuna, parenteral beslenme gereksinmesinin süresine ve ven toleransına bağlıdır.
Daha ayrıntılı bilgi için 'KULLANMA ŞEKLİ VE DOZU' bölümüne bakınız.
Santral Venlerle Beslenme
Protein sentezini kolaylaştırmak için, amino asit solüsyonlarının Hipertonik Dekstrozla birlikte verilmesi gereken ileri derecede katabolik, ağır kayıplara uğramış hastalarda ya da uzun süreli parenteral beslenme gereksinimi olanlarda, santral ven infüzyonu düşünülmelidir.
Periferik Venlerle Beslenme
Santral ven uygulanımının gerekmediği orta derecede katabolizmada bulunan, fazla kayba uğramamış hastalarda, dilüe edilmiş amino asit solüsyonları, % 5 Dekstroz ile karıştırılarak periferik venlerden uygulanabilir. İstenirse bu tedaviye yağ emülsiyonları da katılabilir.
Vücut Proteinlerinin Korunması
Ameliyat sonrası hastaları gibi, beslenmesi iyi olan ancak hafif derecelerde katabolizmaya girmiş ve kısa bir süreli parenteral beslenmeye gereksinim gösteren hastalarda, vücut proteinleri, amino asit solüsyonlarıyla (dekstrozla birlikte ya da tek başlarına) korunabilir.
Kontrendikasyonları:
Tedavi edilmemiş anüri hastalarında, karaciğer komasında bulunan hastalarda doğuştan amino asit metabolizması bozukluklarında ve solüsyondaki amino asitlerden herhangi birine aşırı duyarlı olanlarda kullanılmamalıdır.
Uyarılar/Önlemler:
Preparat antioksidan olarak sodyum bisülfit içermektedir. Sülfitler özellikle astımlı hastalarda anafilaksi dahil alerjik tipte reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilirler. Toplumdaki sülfite duyarlılık oranı bilinmemekle birlikte muhtemelen düşüktür. Sülfit duyarlılığı astımlı kişilerde astımlı olmayan kişilere göre daha fazladır.
Parenteral beslenmeyi etkili ve güvenilir bir biçimde uygulayabilmek için, beslenme ve protein desteği konusunda olduğu kadar, tedavi sırasında gelişebilecek komplikasyonları tanıma ve tedavi etme konularında da yeterli bilgi ve deneyim gerekmektedir. Tedavinin izlenmesi sırasında sık laboratuvar tetkikleri ve klinik değerlendirilmeler yapılmalıdır. Laboratuvar tetkiklerinde, kan şeker düzeyi, serum proteinleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, elektrolit düzeyleri, hemogram, karbondioksit düzeyi, serum osmolaritesi, kan kültürleri ve kandaki amonyak düzeyi yer almalıdır.
Damar yolu ile uygulanan solüsyon tedavileri sırasında, hastada sıvı veya elektrolit yüklenmesi, buna bağlı olarak da, serum elektrolit yoğunluklarında dilüsyon,aşırı sıvı alımı, akciğerde konjestiyon ya da ödem gelişebilir. Dilüsyon riski, solüsyonların elektrolit içeriği ile ters orantılıdır. Periferik ve pulmoner ödemle birlikte konjestiyon durumlarına yol açan solüt yüklenmesi ise, solüsyonların elektrolit içeriği ile doğru orantılıdır.
Böbrek işlev bozukluğu ya da mide barsak kanaması durumlarında amino asit uygulanımı, yükselmiş olan kan üre azotunu daha da yükseltir. Herhangi bir nedene bağlı azotemisi olan hastalarda, total azot alımı gözönünde bulundurulmadan amino asit infüzyonu yapılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda amino asit solüsyonlarının verilmesi, plazmada amino asit dengesizliğine, hiperamonyemiye, pre-renal azotemiye, stupor ve komaya yol açabilir.
Hiperamonyemi süt çocuklarında özel bir klinik anlam taşımaktadır ve bu yüzden çocuklarda kan amonyak düzeylerinin sık ölçülmesi önemlidir. Kesin ilişkisi her vakada kanıtlanmamış olmakla birlikte bunun genetik, metabolik defektlerle birlikte bulunduğu sendromlarda mental retardasyona yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu reaksiyonun daha çok doza bağımlı olduğu ve genellikle uzamış tedaviler sonucu geliştiği düşünülmektedir. Bu nedenle süt çocuklarında kandaki amonyak düzeyinin sık ölçülmesi önemlidir. Bu reaksiyonun mekanizmaları kesin olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte genetik defektler ya da olgunlaşmamış veya subklinik düzeyde kalmış karaciğer işlevleriyle ilişkili olabilir.
Uygulanacak amino asitler, hastanın beslenme durumuna uygun konservatif dozlarda olmalıdır. Hiperamonyemi belirtileri geliştiğinde, amino asitler kesilmeli ve hastanın klinik durumu yeniden değerlendirilmelidir. Uzun süreli parenteral beslenmelerde ya da hastanın genel durumunun gerektirdiği durumlarda, sıvı dengesi elektrolit yoğunluğu ve asit-baz dengesindeki değişiklikleri saptamak için belirli aralıklarla klinik değerlendirmeler ve laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Normal değerlerden aşırı sapmalar ek elektrolit suplemanlarının kullanılması gerektirir.
İleri derecede hipertonik solüsyonlar, santral bir vene ve tercihan üst vena cava'ya yerleştirilmiş intravenöz bir kateterle verilmelidir.
Özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda dolaşımın aşırı yüklenmemesine dikkat edilmelidir.
Anoksik durumlarda miyokart dokusu serbest yağ asitlerini ütilize edemediğinden enerji gereksinimi anaerobik olarak glikojin veya glukozdan sağlar. Bu nedenle miyokart enfarktüsü geçiren hastalarda amino asit solüsyonları mutlaka dekstrozla birlikte uygulanmalıdır.
Diyabetik ya da pre-diyabetik hastalara hipertonik dekstroz uygulanırken özel dikkat gerekir. Bu hastalarda ağır hiperglisemiyi önlemek amacıyla insülin gerekebilir.
Hastanın ütilize edebileceğinden daha hızlı glikoz verilmesi hiperglisemi koma ve ölüme yol açabilir. Karbonhidratsız amino asit uygulanımı kanda keton cisimlerinin artışına yol açabilir. Karbonhidrat verilerek ketoneminin düzeltilmesi mümkündür.
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu, periferik venlerden uygulanımı için uygun oranda dilüe edilmeli ve yeterli miktarda kalori ile birlikte verilmelidir.
Damar iğnesinin ucu, ven lümenine uygun bir şekilde yerleştirilmiş olmalıdır. İğnenin girildiği damar infiltrasyon yönünden sık kontrol edilmeli venöz tromboz ya da flebit gelişimi görülürse uygun lokal tedavi yapılmalı ve damar değiştirilmelidir.
Uzun süreli nazogastrik aspirasyon, kusma, diyare ve gastro-intestinal fistül drenajı sonucu gelişebilecek aşırı elektrolit kayıpları ek elektrolitlerle karşılanmalıdır.
Metabolik asidozun önlenmesi ve tedavisinde elektrolit katkı solüsyonlarındaki bir bölüm katyonların asetat tuzu şeklinde bulunmasına dikkat edilmeli hiperkloremik asidozun önlenmesi için de infüzyon solüsyonundaki toplam klor miktarını en alt düzeyde tutmalıdır. % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonunda litrede 3 miliekivalandan az klorür vardır.
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu fosfor içermesine rağmen özellikle hipofosfatemili hastalar ek fosfata gereksinim gösterebilirler. Hipokalsemiyi önlemek için fosfatla birlikte kalsiyum da verilmelidir. Uygulanan miktarların yeterliliğini saptamak için belirli aralıklarla serum elektrolitlerine bakılmalıdır.
Solüsyona karıştırılan ilave maddelerin bulunmasına bağlı bir geçimsizliğin anlaşılabilmesi için solüsyon bulanıklık ve çökeltiler açısından kontrol edilmelidir.
Yalnızca berrak olan, çatlakları bulunmayan ve vakumu bozulmamış solüsyonlar kullanılmalıdır.
Gebelikte Kullanım
Gebelik Kategori C: FreAmine ile hayvan üreme çalışmaları yapılmamıştır. FreAmine Solüsyonu, gebe kadınlarda ve çocuklarda kullanılmamıştır. Solüsyon ancak kesin gerekli olduğunda ve başka bir seçenek yoksa gebelere uygulanmalıdır.
Santral Ven Uygulanımında Dikkat Gerektiren Durumlar
Santral venöz kateter uygulanımı, tekniğini ve kompikasyonlarını bilen kişiler tarafından yapılmalıdır. Santral venöz beslenme, solüsyon hazırlanması, uygulama ve hasta takibi işlemleri dikkatle uygulandığında önlenebilen ya da azaltılabilen komplikasyonlara sahiptir. Tüm işlemler deneyimli kişiler tarafından güncel tıbbi bilgilere uygun olarak yapılmalıdır.
Bu tedavi yönteminin komplikasyonları, prospektüs bilgileri dışında olmakla birlikte, aşağıda güncel tıp literatürlerinden derlenmiş bir özet sunulmaktadır.
Teknik: Santral venöz bir kateter yerleştirilmesi cerrahi bir işlemdir. Santral vene çeşitli kateter yerleştirme teknikleri ve komplikasyonları bilinmelidir. Kateter yerleştirme tekniklerinin ayrıntıları tıbbi literatürde bulunmaktadır. Kateterin yeri, en iyi şekilde radyolojik kontrol ile saptanır. Santral ven kateterlerinin yerleştirilmesi tekniği ile ilgili komplikasyonlar arasında pnomotoraks, hemotoraks, hidrotoraks, arter ponksiyonu ve yırtılması, brakiyal pleksus zedelenmesi, kateterin yanlış yerleştirilmesi, arteriyo-venöz fistül, flebit, tromboz, hava ve kateter embolisi bildirilmiştir.
Septik: Santral venöz beslenme tedavisi sırasında sepsis riski vardır. Kontamine
solüsyonlar ve infüzyon kateterleri enfeksiyon kaynağı olabildiklerinden, solüsyonların hazırlanması, kateterlerin yerleştirilmesi ve bakımı aseptik koşullar altında yapılmalıdır.
Parenteral beslenme solüsyonları hazırlandıktan sonra en kısa sürede uygulanmalıdır. Bekletmek gerekiyorsa, sadece çok kısa bir süre için buzdolabında olmalıdır. Tek bir şişe ve set 24 saatten daha uzun bir süre takılı kalmamalıdır.
Santral venöz beslenme sırasında gelişebilen sepsis tedavisi için tıbbi literatür gözden geçirilmelidir. Tedavide özet olarak, uygulanan solüsyon ve setin yenileriyle değiştirilmesi, eski solüsyon ve setten bakteriyolojik kültür yapılması önerilir. Sepsis devam eder ve başka bir enfeksiyon kaynağı saptanamazsa, venöz kateter çıkarılmalı, ucundan kültür yapılmalı, ateş düştükten sonra yenisi yerleştirilmelidir. Spesifik olmayan, profilaktik antibiyotik tedavisi öğütlenmemektedir. Klinik deneyimlere göre, genellikle enfeksiyonunun primer kaynağı olarak kateterler bulunmaktadır.
Metabolik: Literatürde bildirilen metabolik komplikasyonlar şunlardır;
Metabolik asidoz, hipofosfatemi, alkaloz, hiperglisemi ve glikozüri, ozmotik diürez ve dehidratasyon rebound hipoglisemi, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, hipo ve hipervitaminoz, elektrolit dengesizlikleri ve çocuklarda hiperamonyemi.
Bu komplikasyonları önlemek ya da en alt düzeye indirgeyebilmek için venöz beslenmenin özellikle ilk günlerinde sık klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.
KULLANIM ÖNCESİNE KADAR IŞIKTAN KORUYUNUZ.
Yan etkiler/Advers etkiler:
Solüsyon ya da uygulama tekniğine bağlı yan etkiler şunlardır:
Ateş yükselmesi, enjeksiyon yerinde enfeksiyon, enjeksiyon bölgesinden yayılan venöz tromboz ve flebit, solüsyonun damar dışına sızması, hipervolemi.
Periferik venlerden amino asit uygulanımı sırasında görülen lokal reaksiyonlar şunlardır: Özellikle başka ilaçların da aynı venden verildiği durumlarda sıcaklık hissi, eritem, flebit, tromboz.
Amino asitlerin periferik venlerden uygulanımı sırasında vücutta yaygın kızarıklık ateş ve bulantı da bildirilmiştir.
Solüsyonda bulunan iyonlardan birinin fazlalığı veya eksikliğinden çeşitli belirtiler olabilir. Bu nedenle kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir.
Periferik infüzyon sırasında elektrolit ilavesi yapmak gerektiğinde venöz tahrişi önlemek için ek elektrolit gereksinimlerini tüm güne eşit olarak dağıtılmalıdır. Ek ilaçlar başka bir damardan verilmelidir.
Fosfor eksikliği doku oksijenasyonunun bozulmasına ve hemolitik anemiye yol açabilir. Kalsiyuma göre fazla fosfor verilmesi, hipokalsemiye bağlı olarak tetani, kramp ve adale eksitabilitesinin artışına yol açar.
Yan etki geliştiğinde infüzyon hemen kesilmeli, hasta yeniden değerlendirilmeli, uygun tedavi önlemleri alınmalı ve gerekli görüldüğünde incelenebilmesi için artan sıvı saklanmalıdır.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
İlaç etkileşimleri:
Mide asiditesini azaltan ilaçlar Sefaktil'in biyoyararlanımını azaltabilir ve yemek sonrası
absorbsiyonda görülen artışı ortadan kaldırabilir. Sefuroksim ile tedavi edilen bazı hastalarda Coombs Testi pozitif bulunmuştur. Idrarda glukoz tayini için bakırın indirgenmesine dayanan testler kullanıldığında (Benedict, Fehling Solüsyonu, Clinitest) Sefuroksim aksetil bu testleri bozabilmekte ve yalancı pozitif sonuçlar alınmasına yol açabilmektedir. Sefuroksim aksetil, kan
şekeri tayininde kullanılan Ferri siyanid testinden de yalancı negatif sonuçlar alınmasına neden olabilmektedir. Antibiyotik, enzimatik esasa dayanan testleri etkilememektedir.
Kullanım şekli ve dozu:
% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonun günlük toplam dozu, hastanın günlük protein gereksinimine ve tedaviye verdiği metabolik ve klinik yanıta göre düzenlenir. Azot dengesinin ve günlük vücut tartısının tayini, bireysel protein gereksiniminin saptanmasında en iyi yöntemdir.
Normal bir beslenme sırasında, sağlıklı bir yetişkinde, günde kilo başına 0.8 gram büyümekte olan süt çocuklarında ve küçük çocuklarda ise günde kilo başına 1.4-2.2 gram protein alımı önerilmektedir.
Travma ve ağır beslenme bozukluğu durumlarında protein ve kalori gereksinimi ileri derecede artar. Vücudun protein gereksinmesini karşılamak ve pozitif bir azot dengesi sağlamak için, yeterli kalori ile birlikte yetişkinlere günde kilo başına yaklaşık 1.5 gram çocuklara ise günde kilo başına 2-3 gram amino asit verilmelidir. Ağır katabolik durumlarda daha yüksek dozlar gerekebilir. Özellikle süt çocuklarında yüksek dozların uygulandığı durumlarda sık laboratuvar kontrolleri yapılmalıdır. Enerji gereksinimi karşılamak amacıyla tedaviye yağ emülsiyonları eklenebilir.
Parenteral beslenmenin uzadığı durumlarda (5 günden uzun) esansiyel yağ asidi eksikliği oluşmaması için amino asit solüsyonları ile yağ emülsiyonlarının beraberce kullanımı da düşünülmelidir. Yağ içermeyen total parenteral beslenmenin uzaması durumunda olası bir esansiyel yağ asidi eksikliğini erkenden farkedebilmek için serum lipid düzeyleri yakından izlenmelidir.
Genel beslenme durumu normal olan hastalarda vücut proteinlerinin korunması amacıyla günde kilo başına 1.0-1.7 gram amino asit uygulanır. Uygulamadan sonraki 48 saat içinde kan üre-azotu % 20 mg'dan daha fazla artarsa, infüzyon kesilmeli veya uygulama hızı azaltılmalıdır.
Amino asitlerin optimal düzeyde ütilize edilebilmesi için, özellikle potasyum, magnezyum ve fosfat gibi hücre içi elektrolitlerin yeterli düzeylerde sağlanması gerekir. Tedaviye günde 60-180 mEq potasyum, 10-30 mEq magnezyum ve 20-80 mEq fosfat eklenmesiyle optimum metabolik yanıt elde edilir. Bunun yanı sıra, belllibaşlı hücre dışı elektrolitlerden sodyum, kalsiyum ve klorür verilmelidir. Hiperkloremik asidoz ile diğer metabolik asidozlarda, bikarbonat prekürsörü olarak, sodyum ve potasyumun asetat tuzları kullanılmalıdır. Hastanın günlük elektrolit alımı hesaplanırken, % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonunun elektrolit içeriği dikkate alınmalıdır. Magnezyum ve fosfor dahil, serum elektrolitleri sık sık kontrol edilmelidir. Ayrıca hasta yalnız parenteral yoldan besleniyorsa, özellikle suda eriyenler olmak üzere vitaminler ve eser elementlerde verilmelidir.
Santral Venlerle Beslenme
İleri derecede katabolik, ağır kayıplara uğramış hastalarda ve uzun süreli total parenteral beslenme gereksinimi olanlarda, santral ven infüzyonu düşünülmelidir. Bu tür hastalarda, pozitif bir azot bilançosu sağlayabilmek için, hastalara uygulanan beslenme programındaki kalori/azot oranı, her 1 gram azota karşılık, 100-150 protein kökenli olmayan kalori şeklinde olmalıdır. Bu oran yoğun dekstroz solüsyonlarının kullanılması ve istenirse parenteral yağ emülsiyonlarının da eklenmesi ile kolayca elde edilebilir. Total parenteral beslenmeye, düşük yoğunluklarda dekstroz içeren karışımlarla başlanır, hastanın glukoz toleransı yükseldikçe, hesaplanan kalori gereksinimine ulaşacak şekilde, infüzyon sıvısının dekstroz içeriği artırılır. Yetişkinkinlerde, amino asitlerle dekstrozun hipertonik karışımları, ucu üst vena cava'da bulunan bir santral ven kateteri aracılığıyla güvenilir bir biçimde, devamlı infüzyon şeklinde verilebilir. Optimal azot ütilizasyonu için konsantre dekstroz, elektrolitler ve vitaminlerle karıştırılmış 500 ml % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu hastaya 8 saatte uygulanır. Uygulanan doz, günlük planlanan düzeylerin gerisinde kaldığında buna yetişmeye çalışılmamalıdır. Hastanın günlük protein gereksinimini karşılamaya yönelik olan uygulama hızı, özellikle ilk günlerde, hastanın glukoz toleransına göre düzenlenmek durumundadır. Kan ve idrarda sık yapılan glukoz tayinlerinin sonuçlarına göre, günlük amino asit ve dekstroz alımı yavaş bir şekilde, gerekli olan maksimum düzeye yükseltilir. Çoğu hastada gerekli kalorinin hipertonik dekstroz ile sağlanması sonucunda hiperglisemi ve glikozüriyi önlemek için dışarıdan insülin uygulamak gerekebilir. Rebound hipoglisemiyi önlemek için, hipertonik dekstroz solüsyonlarını keserken, % 5 dekstroz içeren bir solüsyon uygulanmalıdır.
Periferik Venlerle Beslenme
Orta derecede katabolizmada bulunan, fazla kayba uğramamış, santral ven uygulanımının gerekmediği hastalarda, % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu, % 5 dekstroz solüsyonlarıyla karıştıralarak periferik venlerden uygulanabilir.
Yağların 1 gramı 9 kcal verir. Hastanın kalori alımını desteklemek için, Y-tipi bir uygulama seti kullanılarak, amino asit-dekstroz infüzyonu ile birlikte, parenteral yağ emülsiyonları verilebilir. Ancak glukozun stresli hastalardaki protein koruyucu etkisinin daha iyi olduğunu bildiren çalışmalar nedeniyle yağlar tek başlarına kalori kaynağı olarak kullanılmamalıdır.
Vücut Proteinlerinin Korunması
Genel beslenme durumu normal olan hafif katabolik hastalarda vücut proteinlerinin korunması için parenteral yoldan kısa süreli beslenme desteği sağlamak amacıyla, periferik venlerden % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu (parenteral kalorilerle birlikte veya parenteral kalori olmaksızın) verilebilir. Periferik ven uygulanımı için % 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu, Steril enjeksiyonluk su ya da % 5 Dekstroz solüsyonuyla seyreltilerek izotonik ya da hafifçe hipertonik infüzyon çözeltileri elde edilir.
Çocuklarda Dozaj ve Uygulama
Total parenteral beslenme tedavisindeki süt çocuklarına (10 kg'a kadar olan) kilo başına günde 2-3 gram protein, 120-150 kalori ve 120-150 ml sıvı verilir. Bu amaç için, % 0.125 ile % 2 arasındaki FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyonu (% 10 FreAmine III Enjektabl Amino Asit Solüsyon'u sulandırarak elde edilir) ve % 20 dekstroz solüsyonu karış;ımı kullanılır. Daha az hipertonik olan karışımlar periferik venlerden uygulanabilir. Dilue amino asit solüsyonlarını kullanırken serum elektrolit düzeylerinin yeterliliğini saptamak için sık laboratuvar kontrolü yapılmalıdır. Esansiyel yağ asitlerini sağlamak ve hastanın aldığı kalori miktarını arttırmak için Y-tipi bir uygulama seti kullanılarak santral ya da periferik yoldan yukarıdaki infüzyon sıvısıyla birlikte, yağ emülsiyonları verilebilir. Küçük çocuklarda fizyolojik değişimler hızla gelişebildiğinden besin maddelerinin günlük dozu başlangıçta çok yavaş arttırılmalı klinik ve metabolik değişkenler yakından izlenmelidir. (Uyarılar bölümüne bakınız.)
10 kilodan ağır olan çocuklara daha az kalori ve nispeten daha az protein verilmelidir. Genellikle günde kilo başına 50-80 kalori ve 2 gram protein yeterlidir.
Parenteral yoldan kullanılacak ilaçlar, uygulanmadan önce içlerinde yabancı cisim bulunması ya da renk değişimi açısından incelenmelidir.
Birbirleriyle geçimsiz olan elektrolitlerin aynı solüsyon içinde bulunmamasına dikkat edilmelidir.
DOZ AŞIMI
Parenteral sıvı tedavisi sırasında hastada aşırı sıvı ya da solüt yüklenmesi olursa, hastanın durumu yeniden değerlendirilerek uygun tedavi yapılmalıdır.
Atc Kodu:
B05BA
Üretici Firma:
Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Telefon: (212) 329 62 00
Email: [email protected]